ARİSTOTELESÇİ ERDEM ETİĞİNİN SORUNLARI.
ARİSTOTELESÇİ ERDEM ETİĞİNİN SORUNLARI.
Önsöz:
Yazımıza başlamadan önce bu yazının sınırlarını çekmekte fayda görüyorum. Bu yazıda ilk başta kısa bir bilgilendirme, ardından ise, eleştirilerin sunulması şeklinde olacaktır.
Başlıca bu yazıda işlenecek olan konular:
- Aristotelesçi erdem etiği, erdem etiği ve natüralizm hakkında ön bilgilendirme.
- Aristotelesçiliğe natüralizme yapılan eleştirileri yöneltmek (Aristo natüralisttir).
- Aristo’nun erdem tanımının yanlış olduğunu göstermek,
- Aristo erdem etiğinin objektif bir ahlak olamaz;
- Erdemli olmayı emreden şeyin ne olduğunun belirsiz oluşu.
Bu sayılanlar gerekçeleri ile açıklanacaktır.
1. Erdem Etiği Nedir?
Erdem etiğinin iddaası, erdemli biri olmadan iyi yaşamak ve nihai mutluluk hali olan eudaimoni’ye erişmek mümkün değildir. Bundan dolayı hayatı erdemli olmalıyız diyen görüş. Yani iyi bir hayat yaşamak için erdemli olmalıyız diyen metaetik görüş. Tabii iyi bir hayat yaşamayı yapılması gereken yapan şey nedir? Dendiğinde iyi ve mutlu olan şey nihai değerdir (kendisi çin istenen değer) şeklinde bir cevap verilmektedir -ki haklıdır-. [1]
2. Natüralizm Nedir?
Natüralizm, ahlakın doğal bir nitelik olduğunu ve yalızca doğadaki yasalardan varsayılarak keşfedilebilir diyen metaetik görüş. Ahlaki öğeleri, bilimsel (olgusal) öğelerle bir gören görüş.
3.Aristocu Erdem Etiği.
Aristo, Nikomakhos’a etikte mutluluğu kendisi için istenen (nihai değer olarak) tanıtır [2]. Bahsedilen mutluluk eudaimonia’dır. Eudaimonia, ruhun akla, mantığa ve erdemlere uygun bir şekilde yaşadığı bir hayattır. İnsanı diğer hayvanlardan ayrına en keskin şey şüphesizki rasyonel düşünce becerisidir [3]. Yani doğasında rasyoneldir. Bundan dolayı insan rasyonel olarak evimleşmiş olan ve doğal bakımdan amacı olan hayatta kalmayı sağlayan rasyonel akla uygun davranılmalıdır. “İnsanın doğal bakımdan, has bel kader, tamamen mutasyonların ve tesadüflerin sonucu olarak bir şekilde evrimleşmiş olan doğasına uymak epistemolojik olarak ne kadar mantıklıdır?” Bu sunduğum argüman bana ait değildir. Bu argümanlar natüralizme sunulan evrimsel argümanın iki kolundan (ontolojik ve epistemolojik argümanlardan) biri olan epistemolojik bir argümandır. Bu sunulan argümandan kaçmanın yolu, bu evrimin Tanrı’nın planı içerisinde gerçekleştiğini idda etmek olacaktır; fakat natüralizme karşı sunulan tek argüman bu değildir.
Natüralizm, doğal (natural) “olgulardan”, Ahlaki “değerlere geçiş yapılmıştır. Ahlak felsefesinin en temel ayrımlarından biri olan ayrım, olgu/değer ayrımıdır. Olgu, -dir ile biten şeylerdir ör. Güneş bir yıldızdır. Değer ise bu Güneşin büyüleyici oluşudur [4]. Olgulardan, değerlere geçiş yapmak, ahlak felsefesinin en temel ayrımını top atışa tutmaktır. Bu da hem natüralizmin hemde natüralist bir görüş olan Aristocu erdem etiğinin bir çıkmazıdır.
Aristoteles’in erdem tanımı, başkalarına olan vazifelerini yerine getirmektir. Ve aynı zamanda da Aristo egoist bir felsefe kurmuştur. Burada bir çelişki olup olmadığına bu yazıda girilmeyecektir. Sadece bu tanımın doğru/yanlışlığı tartışılacaktır. Başkalarına olan vazifemizi yerine getirmeyi erdem olarak görmenin gerekçesi nedir? Keyfiyettir. Bunu erdem olarak görsek dahi bu erdeme uymaya sağlayacak olan şey nedir? İyi bir hayat yaşamak olduğunu “kabul etsek dahi” iyi bir hayat yaşamanın değerli oluşu var mıdır? Aslında vardır; nihai değer olan mutluluktur. Peki, mutluluğu ahlakın kriteri (değer manasında) yapacak olan şey nedir? Yine keyfiyet.
Natüralizmin bir diğer çıkmazı ise insanın doğasında aynı şeyin zıttıda vardır. Bu zıtlıklardan hangisinin seçilmesini bize bildiren şey nedir? Keyfiyet. Bu derece keyfi olan ahlaki değerler “var olsa bile” bunlara niçin uyayım? Tekrar keyfiyet.
Natüralizmin son saydığım çıkmazına cevap olarak, sezgiler ile belirleyeceyiz veya faydaya göre belirleyeceğiz vs. gibi cevaplar gelmektedir. Bu durumda ise (sezgiciliğe konumuz olmadığı için girmeyeceğim) faydayı, insanın sezgisini kriter yapmayı sağlayan şey nedir? Keyfiyet. İnsanın sezgisi dediğimiz zaman natüralizme yapılan evrimsel argümanın epistemolojik argüman kolu aynen geçerli olacaktır.
Bu denli keyfi olan bir ahlak sistemi objektif olabilir mi? pek tabii ki hayır. Hatta bırakın objektif olmayı objektif olmaya aday olan ahlaki değerlerde -üstte açıklandığı üzere- yanlıştır. Bu kabul edilse bile bunu görev ahlakına dökmenin mümkün gözükmediği söylenebilir.
Yasa koyucu yoksa, ne yasa, ne de mahkeme olabilir.
– Elizabeth Anscombe
Kaynakça
[1] – Cemre Demirel, “Ahlak felsefesinde Tanrı nerede?”, İstanbul Yayınevi, 2024, s.
[2] – Aristoteles, “Nikomakhos’a Etik”, 1097b.
[3] – Julia Annas, “Virtue Ethichs,” The Oxford Handbook of Ethical Theory, ed. David Copp, Oxfor Universty Press, 2006, s. 521.
[4] – A.e. Cemre Demirel s. 85
Yorumlar
Yorum Gönder